15 Eylül 2014 Pazartesi

ABDÜLKADİR RESTAURANT - BAKIRKÖY

İstanbul’daki bana göre en özel lezzet duraklarından biri olan Abdülkadir Restaurant’a kurucusu Abdülkadir İmamvekilioğlu ve en büyük yardımcısı kızı Fatma Betül Uzun’un daveti üzerine misafir oldum. Bundan yaklaşık 3 yıl önce yapmış olduğum ziyaretime göre mekanı oldukça değişmiş ve güzelleşmiş buldum.


Ancak lezzetlerinin değişmemiş olması beni çok memnun etti. Bu nedenle parmakla gösterilecek kadar etkileyici ve başarılı bulduğumu bilmenizi istiyorum.


Yemeğe başlamadan önce Abdülkadir Bey’den adını verdiği restoranın hikayesini de dinleme şansım oldu. Kastamonu’dan 1984 yılında geldiği İstanbul’da aile mesleği olan tekstil ticaretini 25 yıl boyunca Sultanhamam’da sürdürmüş. Bu süre zarfında tekstil sektörünün ekonomik kriz ve dalgalanmalardan gördüğü etkileri birebir yaşayan Abdülkadir Bey hep aklında olan yiyecek içecek sektörüne girme fikrini son darbeyi yedikten sonra Bakırköy’de evine yakın olduğu için tercih ettiği bugünkü adresinde hayata geçirmiş.


Kendi tanımıyla ninesinden, annesinden gördüğü memleketi Kastamonu’ya ait özel reçeteli yemekleri ve geleneksel Kastamonu usulü döneri İstanbullular ile tanıştırmak için yola çıkmış.


Bence de çok iyi yapmış zira başka şekilde bu kadar lezzetli bir döneri İstanbul’da bulma şansımız olmayabilirdi.


Biz keyifli sohbetimize devam ederken Abdülkadir Bey tüm lezzetleri tadabilmem için her çeşitten azar azar servisi kendisinin yapacağını söyleyerek masadan ayrıldı ve hemen restoran girişinde Sizi adeta bir renk cümbüşü ile karşılayan ve her gün en az 25 değişik yemeğin bulunduğu tezgahın başına geçti.


İlk olarak özel formüllü lahana sarması, keşkek, Kastamonu cacığı ve Özbek pilavı masaya servis edildi.


Lahana sarmanın harcını ve domates ile yapılan bol zeytinyağlı Kastamonu cacığını çok beğendim.


Keşkeğin her zamanki gibi çok lezzetli olduğunu söyleyebilirim.


Çok düşkün olmadığım Özbek pilavını ise bu kadar özel lezzeti tattığım bir adrese göre biraz sıradan buldum.


Bu yemeklerin ardından Abdülkadir’e özel lezzetlerin başında gelen kavurmayı denedim. Şunu hemen söylemeliyim ki İstanbul’da bu kadar güzelini çok az yerde yiyebilirsiniz. Abdülkadir Bey ve Fatma Hanım ile yemek esnasında sohbetimize keyifle devam ettik.


Kendilerinden bana göre İstanbul’da yiyebileceğiniz en lezzetli dönerler arasında ilk sıralarda yer
alan Kastamonu Döneri ile ilgili bilgiler aldım ama sırrını alamadım. Bu nefis dönerin Balıkesir yöresinde yetişen dana ve kuzu etlerinden özel olarak hazırlandığını öğrendiğim sırada dönerde masadaki yerini tüm ihtişamıyla almıştı.


Tam kıvamında kızarmış yağ dengesi ideal oranda olan ve mis gibi kokan dönerimi büyük bir keyif ve iştahla yedim. Sizin de mutlaka denemenizi öneriyorum. Bu lezzet bombardımanı özel olarak Kastamonu usulü ile hazırlanan tandır ile devam etti.


Abdülkadir Bey üzerinde kıyılmış soğan ile servis edilen Tandırı üzerine bastırdığınız lavaş ile koparıp yememi tavsiye etti. Gerçekten soğan ve etin lezzetinin birbirine geçmesi için iyi bu metod ile yediğinizde lezzet farkını görüyorsunuz. Tandırın lokum gibi olduğunu ve ağızda adeta eridiğini özellikle belirtmek istiyorum.


Tam biraz ara vereceğimi düşünürken Kastamonu mutfağının olmazsa olmazlarından Simit Tiriti masadaki yerini aldı.


Altında özel sosu ile Kastamonu simidi üzerine özel olarak kavrulmuş kıyma, döner ve tereyağ ile servis edilen tiridin tadına inanın doyamadım.


Sıra Kastamonu’ya özel lezzetlerden olan ve İstanbul’da sadece Abdülkadir’de bulabileceğiniz etli ekmek ile pastırmalı ekmeği denemeye gelmişti.


Nefis Kastamonu pastırması ile yapılan pastırmalı ekmeği inanılmaz beğendiğimi ve sadece pastırmalı ekmek yemek için bile Abdülkadir’e gelebileceğimi söylemek istiyorum.


Tabii bu arada oldukça beğendiğim etli ekmeğinde hakkını yememeliyim. Bu kadar güzel yöresel yemeklerden sonra tahinli ve cevizli Kemalpaşa tatlısının ardından Ananas kompostosu ile harika bir final yaptım.


Kemalpaşa tatlısı tam kıvamında ve şerbetini ideal oranda çekmişti. Ananas kompostosunu ise çok lezzetli ve hafif buldum.


Bu arada yemeğin yanında servis edilen Kastamonu’ya özel bir içecek olan “Eğşi”yi de (bir tür elma ve kızılcık şırası) çok beğendiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.


Yemek sonrası kahvelerimizi yudumlarken Kastamonu yöresine ait farklı birçok lezzeti İstanbul’da sadece Abdülkadir Restaurant’da tadabileceğinizi ve bir kişinin ortalama 20-30 TL ödeyerek bu mükemmel yemekleri keyifle yiyebileceğini Abdülkadir Bey’den öğrendim.

Adres: İstanbul Cad No:30 Bakırköy / İstanbul
Tel: 0212 570 49 31
www.abdulkadirrestaurant.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder